31 Ağustos 2013 Cumartesi

Ucuzcu Bekir'in hayal dünyası


hayalci-bekir
www.ucuzcubekir.com
Hani son zamanlarda kızıp duruyorum ya bizim yazara, O da kendi çapında benimle eğlenmeye başladı son günlerde. Fotomontajla resim yapmış bu gün de, "bak seni ünlü yaptım!" diyor. 
Hayali karakter bile olsa bir insanın gururuyla bu kadar da oynanmaz ki canım! Hiç sesimi çıkarmıyorum şimdilik, efendi efendi susuyorum. Bir gün gerçekten çok meşhur olduğumda, yazarımız benden nasıl özür dileyecek, onun hayalini kurmaya başladım şimdiden..
"Koskoca adamsın, gerçeklere dön biraz!" demeyin siz bari.. Hayalsiz yaşanır mı a dostlar? Benim yazar zaten hayal dünyasında gezinen biri, hal böyle olunca benden nasıl bir gerçekçilik bekleyebilirsiniz ki? Ben de yaşıma başıma, pos bıyıklarıma bakmadan aynı O'nun gibi çoğu zaman hayal dünyasından çıkamıyorum. Mesela insanlar beni tanısalar, çok sevseler, akıllarına takılan konularda "Bekir Abi, bir fikrini alayım" deseler  güzel olmaz mıydı? Dünyayı gezsem, yediğim önümde yemediğim ardımda olsa fena mı olurdu! Hem kim karışabilir ki beynimin içinden geçenlere.. Hoş "beynimizin" demem lazım, bizim yazar yine kızar belki bana.. Yapışık ikiz gibi O ne düşünürse ben de aynısını düşünmekten, O ne söylerse aynısını söylemekten bıktım aslında.. Bir gün yazardan bağımsız özgürlüğüme kavuşacağımı biliyorum.. "Sabır be Bekir, bak göreceksin neler olacak!" diye kendimi avutup duruyorum işte.. 
Ya aslında bu küçük atışmalarımız bizi birbirimize daha çok yaklaştırıyor yazarla.. Kendi çapımızda eğleniyoruz işte.. O gülümsedikçe ben daha da seviniyorum laf aramızda, şımarmasın! 
Hayatım hep hayal kurmakla, boş laflarla da geçmiyor elbet.. Dükkana gidiyorum arada sırada. Ben hayaliyim ya, dükkanım da sanal biliyorsunuz.. Açıyorum sanal dükkanımın sanal kapısını, rafların tozunu alıyorum arada sırada.. Para kazanıyor muyum diye merak ediyorsanız söyleyeyim: Çok şükür, kazanıyorum üç beş bir şeyler.. Bizimki pek çalışkan sağ olsun, bu aralar dükkanda at kestanesi balsamı  satmaya yetişemiyoruz. Ben ne mi yapıyorum dükkanda, aşk olsun o ne biçim soru, benim adım ve şanım yeter!
Bazen şu sanallıkları düşününce ürpermiyor da değilim aslında.. Düşünsenize önünüzde bilgisayar makinesi, içinde koskocaman bir dünya.. O dünyanın kıyısında köşesinde bir yerlerde benim dükkan, siz geliyorsunuz mesela.. Dükkana girip bir şeyler beğenip alıp çıkıyorsunuz. Ne ben sizi görüyorum, ne de siz beni.. Çocukken radyonun içindeki küçük adamları hayal eden ben, daha neler göreceğim bakalım..

Hayalsiz kalmayın, sağlıcakla kalın..

30 Ağustos 2013 Cuma

At kestanesi ile bile mutlu olabilmek!



At-kestanesi-kremi
Ne zamandır beni ihmal eden yazarımızın yüzünde bugün gülücükler vardı. “Aman nazar değmesin, yine bahaneler bulup beni ihmal etmesin yeter!” dedim kendi kendime. Neyse efendim ben de anlayamadım önce niye bu kadar sevindiğini. Sonra baktım kargodan gelen küçük koliyi açmış, içinden çıkan kremi bacaklarına sürüyor. Bir süre sonra da “oh gerçekten de yorgunluğum gitti!” diye seviniyor.

Doğrusu merak ettim, neymiş bu krem bu kadar sevindirik oldu bizimkisi diye.. Hayali karakteriz ama bizim de anlama yeteneğimiz var çok şükür. Neyse Dr. Frederick Fersder AtKestanesi Balsamı yazıyordu kutunun üzerinde.. Ben bunu daha önce de duymuştum. Yorgun ayaklara, varislere iyi geliyor, insanı rahatlatıyormuş. Bizimkinden duyduğuma göre günde üç kere sürecekmiş bu at kestanesi kremini. “Kokusu keskin ve harika” diye söyleniyordu kendi kendine. Meraklı adamımdır, o yokken gizlice kutunun üzerini okudum, içinde biberiye, nane içeriği ve at kestanesi varmış bu çok sevindiği kremin. Acaba ben de sürsem mi diye düşündüm bir an.. Ben de yaşlı bir adam sayılırım, benim de var hafif ağrılarım. Hele bir uyusun da gizlice denemeyi düşünüyorum. 500 ml. dedikleri kocaman bir krem kutusu bu nasılsa, azıcık sürsem anlamaz bile kullandığımı..
İşte böyle dostlarım. Bu günlerde bir kaç göç durumu var aramızda bizim yazarla.. Beni çok ihmal etti, biraz küskünüm. Normalde böyle O'nun hakkında atıp tutarak gelmem karşınıza bilirsiniz. Ama bir ay beni kendi halime bıraktı, benim gibi yalnız ve konuşma ihtiyacındaki bir adamın o hallerini düşünsenize!!
Biraz böyle devam etsin bakalım, şimdilik kelimelerin efendisi ilan ettim kendimi. O ne derse değil, ben ne söylersem öyle yazıyoruz.

Yaşasın özgürlük! Tembel yazarlara isyan!!!
Kalın sağlıcakla..

29 Ağustos 2013 Perşembe

Hayali karakterin isyanı!


ucuzcubekir
Hiç bana kızmayın nerelerdeydim, niye fıkralara ara verdim falan diye.. Sonuçta ben hayali bir karakterim. Elbette bir ruhum var, beğenilerim var, hatta şeklim şemalim de var ama beni konuşturan kişi tembelleşti bu aralar.. Ne yapabilirim ki? Her sabah kalktığında "Bekir'i ihmal ettim, yazık oluyor" diyor sonra nedense bir türlü benimle ilgilenmiyor. Bu gün dayanamadım isyan ettim artık. "Yeter yahu!" dedim, "ölüyorum, hiç mi vicdanın yok!" Dayanamadı bizimki çağrılarıma, bir resim çiziktirdi ve başladı yazmaya.. Aman fazla söylenmeyeyim, sağı solu belli olmaz yine bırakır beni tek başıma!
Bu aralar takmış varis sorunlarına.. Efendim varis ve tedavisi neymiş, yok varis neden olurmuş, yok varise ne iyi gelirmiş.. Neyse sonunda at kestanesi çözümünü buldu da rahatladı biraz.
Siz insanlar cidden çok tuhafsınız. Onca teknolojiniz var, onca bilim adamınız var, yine dönüp dolaşıp doğadan çare arıyorsunuz.. Zamanında doğanın değerini bilseniz daha iyi olmaz mı? Biz hayali karakterlerin en azından sizler gibi böyle çelişkilerimiz yok.. İyi bir hayal gücüne denk geldik mi, oh hayat bize güzel.. Bizi baştan doğasever, merhametli, iyi yürekli, sevecen olarak tanımlasınlar yeter.. Şahsen kötü yürekli birinin elinden çıkmayı hiç istemezdim.. Biraz da tembel olmasa, o kadar mutlu olacağım ki!
Ucuz at kestanesi balsamı buldu ya sonunda, rahatladı biraz. Bu kadar da söylendim üzerine, umarım sizlerle daha sık görüşürüz artık.. Ben hikayeci adamım, seviyorum bir şeyler anlatayım, sizler gelin bana bir şeyler sorun.. Hani ne diyorsunuz, "interaktif" mi ne, ondan olalım işte..
Söyleniyorum ya, bizimkinin parmakları da yavaşlıyor beni konuştururken.. Sevgili okurlarım, baskı yapın şu beni yazana, daha çok yazsın, artık ayrı kalmayalım..

Kalın sağlıcakla, buna da şükür en azından kaldığımız yerden devam edebiliyoruz..